rsm

Kayra van der Heiden ( 9 Aylık )

Sevgili Pınar Hanım, bu notu okurlarınızla paylaşmanızı umut ediyorum. Sizinle ve sayenizde kızımızın uykusunu bir düzen içine oturtmayı başaralı beş ay oldu. Yaşadığımız deneyimi ve sonrasını kısaca şöyle özetleyeyim...

Hepimizin bildiği gibi kadınların üzerine fazlasıyla yük ve özveri beklentisinin verildiği bir toplumdan geliyoruz. Bu beklenti zannediyorum hepimizi olmamız gerekenden daha sabırlı kılıyor. Geçtiğimiz aylarda özellikle beşinci ve sekizinci aylar arasında yani Pınar Hanım'la çalışmaya başlayana kadar geçirdiğim olağanüstü zor geçen uykusuz gecelere nasıl dayandığımı düşününce aklıma başka açıklama gelmiyor.

Uykusuzluk dayanılır bir şey değil, yalnızca bedeni değil bütün ruh halimizi etkiliyor aylardır beklediğimiz bebeğimize kavuşuyoruz ve bunun keyfini çıkartmak yerine ayakta kalmaya ve dayanmaya çalışıyoruz. Bu zaten son aylarında zorlukla hareket edebilen, büyük bir doğum heyecanı geçiren, bedeni henüz eski halini alamamış, halen harekette büyük sıkıntılar yaşayan anne için kaldırılması güç bir yük. Bunu değiştirilemez bir durum olarak yaşamak yerine benim gibi "ne yapabilirim" diye düşünen anneler için bu deneyimi paylaşmak istedim.

Pınar Hanım'la biz yurtdışındayken çalışmaya başladık, mesafe artık teknolojik araçlar sayesinde fazla bir önem taşımıyor. Anlaşılan o ki yeni bir yere gitmek de bebeğin böyle bir düzene geçmesi için büyük bir sorun değil. Gerçek bebeğin de uyuyamayınca yorgun olduğu ve iyi bir uykunun ne olduğunu anlayınca geri kalan her şey bir detaya dönüştüğü. Yeni yerde (Almanya) ilk gittiğimiz hafta ortalama gece beş kez uyanan ve her defasında emerek uyuyan bebeğimiz, neredeyse 40 dakikada bir uyanmaya başladı, zemindeki ahşap döşeme eski bir bina olduğundan 20 dakikada uyutabildiğim bebeğim ilk adımımda uyanıyordu. Zorluğun derecesini sanırım benzer deneyime sahip anneler dışında kimse hayal edemez.

Aynı bebek Pınar Hanım'la çalışmaya başlayalı 3 gün olmuşken bütün gece uyanmadan (12 saat!) uyudu. Böylelikle hamileliğin son ayları dahil bölünmeden geçen bir gece uykusunu hatırlamış oldum. Pınar Hanım'a neredeyse o günden beri sıklıkla içimden teşekkür ediyorum ve minnetle anıyorum. Haberin daha da güzeli bu durum hiç bozulmadı(bu arada kendi evimize döndük ve yakınlarda bir seyahate de gittik)! Kızım sabah ve öğleden sonra günde iki kez uyuyor ve gece hiç uyanmadan 12 saate yakın uyuyor, daha da önemlisi kendi kendisine uyuyor. Bu süreçte yani uyku düzeni sağlamaya çalışırken çıkmaya başlayan dört diş de bu düzeni bozmadı.

Herkesin ve benim aklımdaki soru bebeğim bu düzeni kabul etmekte çok sıkıntı çeker mi, çok ağlar mı, dayanabilir miyim türünden sorulardı. Gerçekten ilk başta, ne olduğunu anlayana kadar kısa bir alışma, ağlama süreci geçiyor ama siz zaten yanındasınız ve sorun ağlamaksa, zaten her saat başı uyandığında, uykusunu alamadığında da ağlıyor. Bu noktada yaşanılan sıkıntının geçici olduğu ve bunun bebeğin gelişimi için çok önemli olduğu hatırlandığında süreç anne ve baba için de kolaylaşıyor, bebek de ilk uzun uykusundan sonra daha az direnç göstermeye başlıyor. Bu arada artık yalnızca ben değil, gündüz uykularında eşim de bebeğimizi yatırabiliyor. Bu deneyimimizi anlattığımda o kadar çok anne "anlatma, ne kadar gereksiz bir sıkıntı yaşadığımı hatırladıkça kötü oluyorum" dediği için anlatıyorum: umarım siz de o annelerden birisi olmazsınız ve bu sıkıntıyı yaşamazsınız!

Pınar Hanım'a çok sevgilerimle ve yeni annelere mutlu ve uzun uykulu geceler dileklerimle,

Sanem Yazıcıoğlu van der Heiden

geri
WhatsApp Destek İletişim