rsm

RÜZGAR EVCİ ( 5 AYLIK ) Uyku Eğitimi

Rüzgar doğduğundan beri hayatımızda bir çok şey değişti. Ben doğum yaptıktan 5 gün sonra sevgili babacığımı kaybettim. Hayatımda yaşayabileceğim en mutlu olay ile en üzücü-yıkıcı olayı aynı anda yaşadım diyebilirim. Hâlbuki o kadar hayata bağlıydı ki, 13 senedir kanser hastası olmasına rağmen son derece dinç ve pozitif bir insandı, hastalığı ile dalga geçiyordu resmen. Rüzgâr'ın doğacağı 18 Nisan tarihini doktorumuzla kararlaştırdığımız gün ilk onu aramıştım ve heyecan dolu bir konuşma yapmıştık, o zaman hastanede ameliyatını bekliyordu. "Yetişir, yetişir kızım" demişti, "o zamana kadar iyileşirim ben".olmadı, ilk torununu görmeyi hayattaki her şeyden çok istemesine rağmen Allah kısmet etmedi. İyi geçen bir ameliyat sonrası hiç aklımıza gelmeyen akciğer enfeksiyonu nedeniyle benim doğumumdan 5 gün önce yoğun bakıma alındı ve 5 gün sonra da kaybettik. İnanılmaz zor günler geçirdim. Bir yandan loğusalık, bir yandan canımdan çok sevdiğim babamın kaybı.

Rüzgar doğmadan birkaç gün önce bize gelen kayınvalidem neredeyse 2 ay boyunca bizdeydi. Ben bir yandan bebeğime adapte olmaya çalışırken bir yandan da inanılmaz duygusal günler yaşıyordum. İyi ki vardı kayınvalidem, çok destek oldu bana, geceleri hep Rüzgâr'la birlikteydi. Beni emzirmek için kaldırıyordu sadece. Rüzgar aslında sakin bir bebek, ama uyku problemimiz vardı. Kayınvalidem, ben, eşim, annem, hepimiz kucağa alıştırmayın diyenlere tepkiliydik. Alışsın ne olacak, tabii ki kucağımıza alacağız diyorduk. Aslında doğru, ama uyku zamanlarında da kucağımızda uyuttuğumuz için artık çok zorlanmaya başlamıştık. Rüzgar'ı sakinleştirdiğini fark ettiğimiz için kucağımızda ninniler eşliğinde mutfağa gidip aspiratörü açıyorduk, ağızda emzik, uykuya dalana kadar pışpışlıyorduk. İlk günlerde sadece kucağımıza almamızla uykuya dalan Rüzgar, sonradan hafif sallamayla, ardından yürüyerek sallamayla, en son zamanlarda da yürüyerek hem sallayıp hem de bizim neredeyse zıplama denilebilecek bi hareketimizle uykuya dalmaya başlamıştı. 5 aylık olmasına rağmen 8 kg, 67,5cm'e ulaşan Rüzgar artık kollarımıza sığmaz olmuştu. Uykuya daldıktan sonrası da daha bir fena idi. Sessizce odasına götürüyor, yatağına milimetrik hareketlerle bırakıyor ve o sessizlikle odadan çıkıyorduk. Eğer yatırırken emziği düştü ise bir anda ağlamaya başlıyordu ve bütün işlemi başa alıyorduk. Gece uykusu için uğraşlarımız 21.30 civarlarında başlıyordu, başarılı olduysak 10.30 gibi uyuyordu ama 15dk sonra uyanmayacağının da garantisi yoktu. Gece boyunca 2,5-3 saatte bir emiyordu, son zamanlarda mamaya dönmüştük. Ayrıca gece boyunca her ağlayışında eğer mama saati değil ise koşarak-uçarak odasına gidip emziğini veriyorduk. Bazı geceler odasındaki koltukta oturup emziği atmasını bekliyorduk, iyice dalsın diye. Eşim havayolu pilotu olduğu için uyku onun için önemli bir konu, uçuştan önce uykusunu alması şart, şakası olmayan bir meslek, aynı zamanda işe gitme saatleri son derece belirsiz bir meslek. Dolayısı ile geceleri uyuyabilsin diye kayınvalidem memleketine döndükten sonra bize çok yakın oturan annem her gece bizdeydi. Eşimi uyandırmamak için sürekli birlikte ayaktaydık, birimiz yorulunca diğerimiz nöbeti devralıyordu.

Eşimin internette uykuyla ilgili araştırmalar yaparken Pınar Hanım'a rastlaması ile hayatımız değişti. Hemen bilgi almak için aradım. O kadar rahatlatıcı ve güven verici konuşuyordu ki, telefonu kapatır kapatmaz eşime ve anneme bir çırpıda anlattım söylediklerini. çok mantıklı geldi, ancak Rüzgar'ın başarıp başaramayacağını kestiremiyorduk. Mykundak'ın internet sitesindeki başarı hikayelerini okuyup, inşallah bir gün biz de yazarız böyle bir yazı diyorduk. Eğitime başladığımız ilk gündüz uykusunda Rüzgar uzun bir uyku çekti yatağında, tesadüf dedik, 2. ve 3. uykularında da ilk güne göre gayet başarılıydı. İlk gece yine tüm rutinleri uygulayıp yatırdık saat 19.00'da. İnanamıyorduk, kendi kendine, üstelik emziksiz, odasında uzun uzun uyuyordu. O gece 12 gibi yattık eşimle, Rüzgar'ın ağlama sesi ile uyandığımızda saat 06.35'ti. İnanamadık, nasıl oldu, ağladı da biz mi duymadık derken artık her gece böyleyiz İnanılmaz ama gerçek, Rüzgar geceleri uyansa bile çok az mıkırdanıp, uykuya geri dönüyor ve uyumaya devam ediyor... Biz odasındaki kameradan gece boyunca onu takip edip, gık dediğinde yanına koşarak en büyük hatayı yapmışız. Aslında Rüzgar'ın istediği de buymuş, bana dokunmayın, ben kim uyurum demek istiyormuş Şimdi yine kameradan izliyoruz, ama sesi kapalı, sadece gece boyunca onu özlediğimiz için yanımızda tutup ekrandan seviyoruz Belki bunu okuyanlar abartı bulacaklar ama gerçekten öyle, gece uykusuna 18.00-19.30 arasında yatıp, sadece gece 23.30 gibi (o uyurken) beslediğimiz için özlüyoruz. Akşamları yemeğimizi yiyor, çayımızı içip film-dizi izleyebiliyoruz.

Şu anda neredeyse bebekli gördüğüm herkese, tanıdık-tanımadık, uyku problemi yaşayıp yaşamadıklarını soruyorum (şimdiye kadar hiç problemsiz birine rastlamadım), ardından hemen Pınar Hanım'dan bahsedip şiddetle tavsiye ediyorum. Pınar Hanım ile yüz-yüze tanışma şansımız olmadı ancak bir gün görecek olursam ilk yapacağım boynuna sarılmak olacaktır. O'na ne kadar teşekkür etsek azdır...

Burcu Evci

geri
WhatsApp Destek İletişim